Hukuk Güncesi

23 Mayıs 2024 Tarihinde yazıldı

Yapay Zeka Gelişimi Kontrol Altına Alınabilir Mi?

AB Yapay Zeka Kanunu Son Viraja Girdi

Yapay Zeka Devrimi

AB Yapay Zeka Kanununun[i] (EU AI ACT) nihai taslağını 27 Ocak 2024 tarihinde kamuoyuna sundu ve Parlamento ve Konsey onay süreçlerini başlattı. Teknolojideki gelişmeyi yönetmeyi hedefleyen ve 1999 yılında Helsinki AB Konseyi Toplantısında başlayan Bilgi Toplumu süreci kendini robotik alandaki hukuki çalışmalar ve nihayet Yapay Zeka alanındaki çalışmalar ile birleştiriyor. Yapay Zeka teknolojide çip, kişisel bilgisayar ve internetten sonra bilişim devriminin önemli bir aşamasını işaret etmektedir. Bu devrimin içerdiği imkan ve tehlikeler özellikle son 5 yıl içerisinde öncelikle AB bünyesinde tartışmalara ve yeni hukuki düzenlemelerinin düşünülmesine neden olmuştu. Malum, hukuk arkadan gelir… Bilişim teknolojileri ile endüstriyi bir araya getiren ve dijital devrim üzerinde yükselen[ii] dördüncü sanayi devriminin[iii] merkezi teknolojilerden biri olarak tanımlanan Yapay Zekanın gelişme sürecinde AB bünyesinde ortaya çıkan son önemli hukuki metinleri belirtelim: Yapay Zeka Beyaz Kitabı (2020), Yapay Zeka Kanununun Teklifi (2021), Dijital Çağda Yapay Zekaya İlişkin AB Parlamento Kararı (2022) ve nihayet AB Yapay Zeka Kanununun (EU AI ACT) onay sürecini başlatan AB ve Konsey arasındaki 8 Aralık 2023 tarihli mutabakat. Nihayet nihai düzenleme 24 Şubat 2024 tarihinde kamuoyuna da sunuldu. 13 Mart 2024 tarihinde Avrupa Parlamentosu Kanunu onayladı[iv]. Geriye Kanunun Konsey’de onaylanması ve ardından şimdiden belli uygulama planının devreye alınması kaldı. 

Kanunlaşacak teklifin AB “2030 Dijital Rotası” ve “Avrupa’nın Dijital Geleceğini Şekillendirme” ve ilgili diğer AB hukuki metinleriyle de uyumlu olduğunun altı çiziliyor[v].

Yapay Zeka üzerine hukuki gelişmede Avrupa Birliği önde gidiyor. Tesadüfen yine 8 Aralık 2023 tarihinde içlerinde ABD ve Almanya’nın bulunduğu 18 ülkenin Yapay Zeka üzerine uluslararası bir sözleşme hazırlanması konusunda mutabakat sağladığını da belirtelim[vi].

Bu kısa yazıda sadece Yapay Zeka Kanununda Yapay Zeka’nın riskleri ve kötüye kullanımına karşı geliştirilen hukuki stratejiye ve genel olarak Yapay Zeka gelişim sürecindeki risklerinin kontrol altına alınabilme ihtimaline değineceğim.

Yapay Zeka Kanunu[vii]

Kanun, hem Yapay Zeka’ya yönelik yatırım ve yenilikçiliğin gelişmesini teşvik etmeyi hem de AB ülkelerinin Yapay Zeka’nın temel haklar ve AB değerleri karşısında kontrol altına alınmasını hedefliyor. Avrupa Birliği, Yapay Zeka’nın insanlığa getireceği risklerin farkında ve Yapay Zeka’nın topluma zarar verecek şekilde gelişmesi ve kötüye kullanımını da öngörüyor ve önlem almaya çalışıyor. Ayrıca Yapay Zeka’nın kötüye kullanımının ancak küresel boyutta kontrol altına alınabileceğine de işaret ediyor.

Bu nedenle konumuz açısından Yapay Zeka’nın kötüye kullanılmasını önleyici iki tanım getiriyor. i) Yasaklı Yapay Zeka Uygulamaları, ii) Yüksek Riskli Yapay Zeka Sistemleri. Ama üçüncü bir durum daha var ki hemen belirtelim; Kanun askeri ve savunma amaçlı sistemlere uygulanmayacaktır.

…..

Yapay Zeka Politika ve İdeoloji

Bilimin tarafsız olduğu ya da tek bir bilimsel yöntem olduğu ya da evrensel ve kalıcı bir ussallık fikri bulunduğu[viii], bilimin toplumsal gelişmeyi belirlediği düşüncesi doğru değildir.  Bilim kelimesinin yerine teknoloji veya Yapay Zeka kelimelerini koyduğumuzda da aynı sav geçerlidir. Kapitalist üretim tarzının egemenliği altında gelişen modern toplumlarda bilimin üretici güçler bileşeninde ilk sıraya yükselmesi[ix], üretim ilişkilerini belirleyen, dönüştüren önemli faktör haline gelmesi yanılsamaya yol açmakta ve “..toplumsal sistemin gelişiminin bilimsel teknik ilerlemenin mantığı ile belirlenmiş göründüğü bir perspektif ortaya çıkmaktadır.[x] 

Bağımsız gelişiyor gibi görünse bile, her bilimsel buluş, gelişme hatta teorik üretim ancak toplumu yöneten maddi üretim ilişkileri ve onun ürettiği egemen ideolojik bakış ve sınırları altında varlığını sürdürür[xi].  Bilimin, teknolojinin üretim biçimi ile kurduğu ilişki biçimi onu algılayacak ideolojiyi de belirler. Her bilimsel teknolojik gelişme ona yön verecek veya onu algılayabilecek ideolojik bakış açısı içinde değer kazanır ve işlevini sürdürür[xii]. Bilim bu niteliğiyle egemen ideoloji içinde var olan kapitalist dünyanın sürekliliğini, yeniden üretimini sağlama hizmetine soyunmuştur. Teknik, bilim, organizasyon terimlerini aynı anlamda kullanan Ellul’e göre “Organizasyon (teknik, bilim) etkili ve ekonomik bir şekilde ve tüm eylemlerinin koordinasyon ve kombinasyonuyla mutabık kalınan hedeflere ulaşmak amacıyla uygun görevleri bireylere veya gruplara tahsis etmeyi içeren bir süreçtir.[xiii]Bu anlamda bilim, siyasetin emrinde faaliyet gösterir[xiv]

Bilimin ya da teknolojinin tek başına toplumu kurtarmak veya gelişimi belirlemek gibi kendine özel bir misyonu bulunmamaktadır. Bunun tezahürlerini üniversitelerin, bakanlıkların bazen bilimsel araştırma bütçelerinin belirli konulara tahsisi ya da kısıtlanması;  eğitim kapsamındaki bazı faaliyetlerin askıya alınması gibi ya da bilimsel teknolojik araştırmaların fonlanma politikalarında görmek mümkündür. Bu nedenle toplumsal gelişmede teknolojik determinizmin veya teknokrasinin veya teknolojinin ahlaki açıdan nötr olduğu gibi terimler ideolojik mitler olarak işlev görür [xv].

Altını çizmek istediğimiz ikinci önemli tespit ise, Yapay Zeka’nın bilimsel gelişmenin doğal sonucu olarak ortaya çıktığının düşünülmesinin de doğru olmadığıdır. “Yapay Zeka insan emeğinin otomatikleştirilmesi, satışların hızlandırılması, finansal spekülasyonun geliştirilmesi ve potansiyel olarak sorun yaratabilecek nüfuslar üzerindeki askeri-polisiye kontrolün pekiştirilmesi imkanlarını elinde tutanları ödüllendiren bir toplumsal-ekonomik düzende ortaya çıkmış ve gelişmiştir.[xvi]

Teknolojinin bağımsız hareket eden toplumsal bir süreç gibi görünme nedenlerinden biri de ideolojinin teknolojiyi fetişleştirme gücünden kaynaklanmaktadır.

Teknokratik bilinç bir yandan tüm eski ideolojilerden “daha az ideolojiktir”; çünkü çıkarların doyurulmasını yalnızca yansıtan bir körlüğün opak gücüne sahip değildir. Öte yandan, bugün başat olan daha çok camsı arka plan ideolojisi, bilimi fetişleştiren ideoloji; eski tipteki ideolojilerden daha karşı konulmazdır ve daha geniş etkilidir…[xvii]

Unutmayalım ki; “.. bir robot insanlar kadar akıllı olabilmek ve deneyimlerinden bir şeyler öğrenebilmek için, birbirinden bağımsız olguları derleyip toparlayacak genel bir dünya görüşüne ihtiyaç duyacaktır[xviii].” Bu ideoloji algoritmaların ilk oluşturulma anından, yapay zekaların birbirleriyle ilişkilendirilme sürecine kadar geniş çerçevede yapay zeka alanına her anda ve aşamada güzergahını belirleyecek, ona nüfuz edecek, müdahale edecek veya onu değiştirecek, dönüştürecektir.

Bu konuda son olarak ifade etmek gerekirse; “Teknolojinin özü itibariyle iyi olduğu konusundaki tartışmasız kabul edilen her iddia statükoyu desteklemeye ve sürdürmeye hizmet edecektir.[xix]Bir diğer deyişle kapitalizmin eşitsizliğini, adaletsizliğini farklı boyutta yaratmaya hizmet edecektir. Üstelik bunu, teknolojiyi, Yapay Zeka’yı fetişleştirerek, mitleştirerek yönetilenler üzerinde ideolojik egemenlik aracı haline getirerek gerçekleştirecektir.  Ayrıca belirtmek gerekir ki, diğer koldan Second Life[xx] alanı da hızla gelişmektedir. İki koldan ilerleyen teknolojik gelişme içinde, Yapay Zeka kapitalist formuyla insanlara sanal bir dünyada yeni bir kölelik tarzından başka hiçbir şey vaat etmemektedir.

…….

Yazının tamamını okumak için bkz.: Birikim Dergisi, sayı. 421, Mayıs-2024.

Haluk İnanıcı



[i] AB hukukunda tüzükler tüm üye devletlere ve vatandaşlarına doğrudan uygulanma gücüne sahip olduğu  ve üye devletler iç hukukuna göre üstün hukuk niteliği taşımasından dolayı metinde Kanun olarak yer almıştır.  

[ii] Klaus Schwab, Dördüncü Sanayi Devrimi s.16, Optimist Yayınları, 20.23.

[iii] Sanayi 4.0: İnternet ve internet teknolojilerindeki gelişmeler de büyük veri ve analizi, robot teknolojileri, nesnelerin interneti, yapay zeka, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik gibi kavramların kullanıldığı, bu olguların iç içe geçtiği, kaynaştığı aşama; Prof.Dr.Gonca Telli, “Bu Kitap Niye Yazıldı”, Yapay Zeka ve Gelecek, s.19, Doğu Kitabevi, 2019.

[v] Yapay Zeka Kanunu, Açıklayıcı Mutabakat, m.1.3.

[viii] Feyerabend, s.122.

[ix] Jürgen Habermas, ‘ideoloji’ olarak teknik ve bilim, s.49, Yapı Kredi Yayınları, 1993.

[x] Habermas, s.50. 

[xi] Louis Althusser, Filozof Olmayanlar İçin Felsefeye Giriş, s.147, Can Yayınları, 2016; Louis Althusser, Felsefede Marksist Olmak, s.226, Can Yayınları, 2018;  Paul Feyerabend, Özgür Bir Toplumda Bilim, s.130, Ayrıntı Yayınları, 1991; Michel Foucault, Bilginin Arkeolojisi, s.236-239, Birey Yayıncılık, 1999.

[xii] Habermas, s.49.

[xiii] Oliver Sheldon’dan aktaran, Jacques Ellul, Teknoloji Toplumu, s.20-21;

[xiv] Althusser, “”Filo..”, s.144.

[xv] Wenda K. Bauchspies, Jennifer Croissant, Sal Restiuo, Bilim, Teknoloji ve Toplum, s.123-140, Phoenix Yayınları, 2024.; Sheila Jasanoff, Teknoloji ve İnsanın Geleceği, s.17, 176, bgst Yayınları, 2021.

[xvi] Nick Dyer-Witheford, Atle Mikkola Kjosen, James Steinhoff, Yapay Zeka ve Kapitalizmin Geleceği, s.12, İletişim Yayınları, 2022.

[xvii] Habermas, s.54-55.

[xviii] Güven Güzeldere’den aktaran, Prof.Dr. Zekiye Kutlusoy, “Felsefe Açısından Yapay Zeka”, Yapay Zeka ve Gelecek, s.33, Doğu Kitabevi, 2019.

[xix] James Bridle, Yeni Karanlık Çağ, Metis Yayınları,  s.250, 2020.

[xx] Haluk İnanıcı, Facebook’un Metaverse’ünden Stanislaw Lem’in Real’ine Gelecek Üzerine, Birikim Dergisi, sayı 393-394, 2022

 

 

 
 

Diğer Yazılar

 
 
Copyright © İnanıcı - Tekcan Avukatlık Bürosu Uyarı
Mahmut Yesari Sok. No:47 Koşuyolu 34718 Kadıköy/İSTANBUL - Tel : 0 216 340 82 15 - Fax : 0 216 340 82 20
 
 

Copyright © İnanıcı - Tekcan Avukatlık Bürosu

Mahmut Yesari Sok. No:47 Koşuyolu 34718 Kadıköy/İSTANBUL - Tel : 0 216 340 82 15 - Fax : 0 216 340 82 20