Hukuk Güncesi
22 Nisan 2020 Tarihinde yazıldı
COVID-19 Salgınının Franchising Sözleşmelerine Etkisi
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de franchising sektörü çok hızlı gelişiyor. Bunda tüketiciler tarafından güven sağlamış markaların tercih edilmesi rol oynuyor, kaliteli ürün veya hizmet en kısa sürede potansiyel müşterisine ulaşabiliyor. Franchise sözleşmesine konu olan işletme isimlerinin neredeyse tamamının “Tanınmış” marka statüsündedir. Açtığı bir işletmeyi ancak yıllar içinde tanıtarak güven sağlanacak bir firma, franchise sözleşmesiyle bu etkiyi daha açıldığı gün sağlayabiliyor. Bu nedenle ülkemizde de franchising sözleşmeleri pek çok işletme tarafından tercih edilmektedir.
Franchising sözleşmelerinde giriş bedeli, kullanım bedeli ve reklam fonu olarak 3 ana başlıkta belirteceğimiz lisans ödeme şekilleri kullanılmaktadır. Firmalar isimlerini kullandırırken giriş bedeli adı altında ciddi bir lisans bedeli talep etmektedirler. Sürekli franchise ödemesi olarak niteleyebileceğimiz diğer ödemeler, ciro üzerinde yüzde olarak veya her ay belli bir miktar olarak tespit edilmektedir. Keza franchise veren firmanın reklam fonuna yapılan katılım payı da bulunmaktadır.
Özellikle Covid-19 nedeniyle işletmesi kapanan firmaların Franchising sözleşmelerinde yer alan ödemelerini, sözleşmeye uygun olarak yapması mümkün olmayacaktır. Her şeyden önce elde bir ciro elde edemeyecek veya ciro çok düşük olacak, varsa ciro taahhütlerini gerçekleştirmek de imkansız hale gelecektir.
Bu şekilde işletmesi kapanan işyerleriyle ilgili Franching sözleşme taraflarının bir araya gelip sözleşmelerini yeniden müzakere etmeleri ve mevcut duruma uyarlamaları en hakkaniyetli çözüm olacaktır.
Ancak anlaşmanın sağlanamaması halinde; öncelikle taraflar arasındaki sözleşmelere bakılması, mücbir sebep ve uyarlama hükümlerinin bulunup bulunmadığının kontrol edilmesi gerekmektedir. Mevcut durumu karşılayan hükümlerin sözleşmede bulunmaması halinde ilgili sektör ve işletme açısından somut durum irdelenmelidir. İlliyet bağını kesen mücbir sebebin varlığı halinde sözleşmenin askıya alınması, feshinin mümkün olup olmadığı TBK m. 136 yönünden değerlendirilmelidir.
Mücbir sebebin tartışmalı olduğu durumlarda ise, COVİD-19’un sözleşmenin uygulama koşulları üzerinde “öngörülemez ve olağanüstü değişiklik” yaratması nedeniyle “aşırı ifa güçlüğü” gerekçesiyle TBK m. 138 kapsamında sözleşmenin değişen koşullara uyarlanmasını Mahkemeden talep etme bir çare olarak ortaya çıkmaktadır.