Hukuk Güncesi
14 Eylül 2015 Tarihinde yazıldı
E-itibar Yönetiminde Arama Motorlarının Sorumluluğu
E-İTİBAR YÖNETİMİNDE ARAMA MOTORLARININ SORUMLULUĞU ve AVRUPA ADALET DİVANI KARARI
Günümüzde kişisel paylaşımlarda bulunmak, sosyal medya araçlarının yaygınlaşması ve çeşitlerinin çoğalmasını takiben, bireyler için bir bakıma zorunluluk haline gelmiştir. Sosyal ağ oluşturma ihtiyacı, kişisel verilerin ifşasına ve dolayısıyla özel hayatın ve kişisel verilerin gizliliği alanında sorunların doğmasına neden olmaktadır.
Sosyal medya araçlarının yükselişini destekleyen tekno-ütopyacılık anlayışı , İnternet kullanıcılarının hem kamusal hem de özel sektörde sosyal medya üzerinden hassas bilgilerini ifşa etmesine yol açmaktadır. Kullanıcılar bir müddet sonra ise bu paylaşımları İnternet ortamından tamamen çıkarılmasını arzu edebilirler. Gelişen bu imkânlarla teknolojik anlamda özgürleştiği düşünülen birey için, aynı zamanda farklı bir tehlike baş göstermektedir. Bu tehlike, özellikle bireyin mahremiyet alanının daha aleni hale gelmesi ve daralmasıdır.
İşte bu noktada AB Komisyonu tarafından ”Unutulma Hakkı” düzenlemesi, bir çözüm yöntemi olarak sunulmuştur. Unutulma hakkının uygulamasına ve arama motorlarının unutulma hakkı kapsamında yükümlülüklerine ilişkin, emsal teşkil eden en önemli karar ise Avrupa Adalet Divanı’nın C-131/12 sayılı kararıdır.
İspanyol Veri Koruma Ajansı & Mario Costeja Gonzales v. La Vanguardia Ediciones, Google İspanya, Google Uluslararası Davası:
Borcunu ödemekten aciz duruma düşen Avukat Mario Costeja Gonzales’e (“MCG”) ait gayrimenkul İspanya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından açık artırmaya çıkarılır. Açık artırmaya ilişkin hususlar yerel gazete La Vanguardia Ediciones’te yayınlanır. Bahis konusu ilan aynı zamanda Google arama motorlarının sonuçlarında görülebilmektedir.
İlanların yayınlanmasından on iki sene sonra MCG, İspanyol Veri Koruma Ajansına başvurarak Gazeteden ilgili sayfaların çıkarılmasını ve Google arama motorundan da habere ilişkin sayfaların silinmesini talep eder. İspanyol Veri Koruma Ajansına göre; Gazete yayınının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın talebi üzerine yapılması sebebiyle MCG’nin talebi haksızdır. Bunun üzerine MCG; İspanyol Veri Koruma Ajansı, Google İspanya ve Google Inc.’ye karşı Yerel Yüksek Mahkeme’de dava açar ve MCG’nin yönelttiği talepler haklı bulunur. Neticeten, ihtilaf Avrupa Adalet Divanı’na taşınır. Bu noktada Avrupa Adalet Divanı arama motorlarının ana faaliyetlerini de dikkate alarak, aramalarda sunduğu sonuçlara ilişkin sorumluluklarını tespit etmeye çalışmıştır.
Arama Motorlarının İtibar Yönetimi Kapsamında Sorumlulukları Nelerdir?
Adalet Divanı, kararında; arama motorlarının verileri topladığını ve sonrasında ise kendi indeksleme sistemiyle, kişisel verileri düzelterek/işleyerek bu verileri sunucularında kaydettiğini ve kullanıcı tarafından girilen arama terimlerine göre aranılan verileri kullanıcılara hazır ettiğini tespit etmiştir. Adalet Divan’ına göre, arama motorları kişisel verileri kullanırken 95/46 sayılı Veri Koruma Direktifi 2/a maddesine göre bu bilgilerin kişisel veri sayılıp sayılmadığına bakmaksızın bu verilerin tümünü işlemektedir. Dolayısıyla, Divan arama motorlarının sunduğu hizmeti; 95/46 sayılı Veri Koruma Direktifinin 2. Maddesinin b fıkrasına göre kişisel verinin işlenmesi olarak kabul etmiştir.
Arama motorunda yönlendirici kodlar (“metatag”) ve anahtar sözcükler (“keywords”) kullanılarak arama yapılması, çıkan sonuçlarda/yönlendirilmelerde veri öznesinin yapılan aramadan başka bilgilerine de ulaşılmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla, arama motorları İnternet üzerinde sadece yayın faaliyetinde bulunmamaktadır. Aynı zamanda kullanıcıyı, girilen arama verileri üzerinden başkaca işlenmiş verilere yönlendirmektedir. Bu nedenle arama motorlarına; hem “verileri işleyen” hem de farklı verilerin de sonuçlarda yer alması sebebiyle “verileri denetleyen” sıfatı yüklenmiştir.
Adalet Divanı sorumluluk yüklediği arama motorlarının, uygulamada bir veri kaldırma talebiyle karşılaşması halinde nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda bazı kurallar belirlemiştir. Buna göre uygulamada veri kaldırma talebi ile karşılaşıldığında verinin;
- Mahiyeti ve hassasiyeti,
- Güncelliği,
- Erişilebilir olmasındaki kamu yararı,
- Veri süjesinin günlük hayatındaki önemi,
dikkate alınarak talebe konu verinin kaldırılıp kaldırılmayacağına karar verilmelidir.
Bu demektir ki, arama motoru sonuçları; konusu ve önemi sebebiyle artık paylaşılma/toplanma amacına uygun olarak ifşa edilmiyorsa, veriler güncelliğini kaybetmişse, bu verilerin paylaşımında üstün bir kamu yararı yoksa ve paylaşımın etkisi ifşa edilenin hayatında önemli sonuçlar doğuruyorsa, itibar yönetimi kapsamında arama motorları tarafından silinebilir ve/veya düzeltilebilir.
Unutulma Hakkı, Kişilik Hakkı İle Birlikte Değerlendirilmelidir.
Kişilik haklarına yapılacak müdahalenin doğuracağı muhtemel zarar, arama motorlarının verileri işlemesinden ve indekslemesinden elde ettiği ekonomik çıkardan daha önemlidir. Ancak, verilerin kaldırılması ile İnternet kullanıcılarının bilgiye erişim hakları de engellenebilmektedir. Bu sebeple kişilik hakları ile kullanıcıların bilgiye erişim hakkı arasındaki denge gözetilmelidir. Öncelikli olarak arama motorunda yer alan veri paylaşımının, ifşa edilen kişinin özel hayatını nasıl etkilediği değerlendirilmelidir.
Bu kapsamda, davaya konu olayda da görülebileceği üzere, hukuka uygun olarak yayımlanmış bir içeriğin dahi, konunun hassasiyeti, kişinin özel hayatında yarattığı olumsuz etki, içeriğin on iki yıl önce gerçekleşmiş bir olaya bağlı olarak güncelliğini yitirmiş olması ve buna bağlı olarak paylaşılan bilgide herhangi bir kamu menfaatinin bulunmaması sebebiyle kaldırılması gerekecektir.
Neticeten, kişinin toplum içindeki saygınlığını ve kişiliğini serbestçe geliştirmesini etkileyecek içerik, hiçbir hukuka aykırılık teşkil etmese de, bu içeriğin kişinin kişilik hakları için sadece tehdit oluşturması bile içeriğin kaldırılması için yeterli kabul edilmelidir görüşü benimsenmiştir.
Nitekim “iyi bir itibar inşa etmek çok iyi işler yapmaya dayanır; kaybetmek ise bir tek kötüye.” Kişilerin önyargıdan uzak bir hayat sürdürme gayesi, geçmişte yaşanmış iyi veya kötü olayları, hatıraları geride bırakma arzusu toplum içinde varoluşları için büyük bir öneme sahiptir.
Kuşkusuz ki, Adalet Divanı’nın bu kararıyla birlikte ortaya çıkan arka plan, kullanıcı açısından önemli avantajları beraberinde getirirken ciddi olumsuzlukların da ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Her şeyden önce, arama motorlarına içerik düzeltme ve/veya silme yükümlülüğü verilirken; bu hakkın hayata geçirilmesi noktasında gerekli teknik altyapının hazırlanması gerekmektedir.
Bu noktada; E-İtibar Yönetimi yönteminin hukuki bir temele dayanarak kullanılmasının, unutulma hakkının gereği gibi uygulanmasının sağlanmasında etkili bir adım olacağı kanaatindeyiz.
Av. Derya Doğan