Hukuk Güncesi
09 Eylül 2021 Tarihinde yazıldı
Gayri Maddi Malların (Yazılım, Oyun, Marka, Akıllı Algoritma vb.) Veraset ve İntikal Hukuku İçindeki Yeri
Eşya’dan Farklı Ürünler
Fikri mülkiyet hakları gayri maddi haklar arasında yer alır. Bu, fikri mülkiyet kapsamındaki ürünleri bildiğimiz eşya gibi fiziki bir varlığı olmamasından kaynaklanır. Bir yazılım kodunun 0-1 şeklindeki veya bir bilgisayar dilindeki fiziki görünümü ile yaptığı iş arasında boyut farkı vardır. Ayrıca know-how/ticari sır hakları gibi haklar da fikri mülkiyet hukuku içine girmese bile gayri maddi haklar kapsamında değerlendirilmelidir. Bir akıllı algoritmayı, ticari sırrı da elle tutamazsınız ama sonuçları vardır, ticari değeri vardır.
Yine unutmamak gerekiyor, yaratıcı insan olduğu için, bu hakların de facto/de jure sahibi gerçek insandır. Yaratıcıları çalıştıran veya sipariş veren tüzel kişilerin fikri hakları bazen kanundan doğsa bile onların sahipliği dolayısıyla hak sahipliğidir. Yapay zekanın yarattığı ürünler ise ayrı bir tartışma konusu.
Fikri Mülkiyet Haklarının sahibi kural olarak gerçek insan olacağı için –diğer olasılığı bu yazıda ihmal ediyorum- o insan öldüğünde oluşacak tereke; belirttiğimiz türden gayri maddi hakları da kapsayacaktır. Bir diğer deyişle ölen bir insanın terekesinde, fikri mülkiyet hakları (telif, sınai haklar), know-how/ticari sır, isim hakları gibi haklar da yer alacaktır.
Veraset ve İntikal Vergisi, Miras Hukuku Sorunları
Bu temel yapıda ilk miras sorusu çıkar karşımıza. Peki, murisin ölümünden sonra mirasçıların vereceği veraset vergi beyannamesinde bu haklar nasıl gösterilecek? Belirtilenlere nasıl değer biçilecek?
Ayrıca miras hukuku açısından mirasçılar arasındaki saklı payların, murisin tasarruf nisabının tespiti nasıl yapılacak?
Örneğin, muris yazdığı edebi eserleri veya telif bedeli getiren bir buluşu veya bir yazılımı, akıllı algoritmayı mirasçılarından birine bağışlarsa hem değer tespiti hem de saklı payların tespiti (bağış sınırı) açısından ciddi tespit sorunları doğacaktır. Ayrıca bu sorunlara bağış müessesinin kendi özel kuralları da dâhil olacaktır.
Fikri Mülkiyet Haklarının Özelliği: İhmal Edilen Konu
Telif hukukunun temel esaslarından biri de manevi haklardır. Manevi haklar eser sahibine sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara kanunda belirtildiği şekilde intikal eden haklardır. Bu haklardan biri de “Kamuya Arz Etme” anını belirleme hakkıdır. Eser sahibi veya mirasçıları bir telif ürününü, örneğin bir bilgisayar oyununu, bir romanı, şiiri yayımlamak istemeyebilir. Murise ait değerli bir telif ürünü, marka, isim hakkı, akıllı algoritma kullanılmadığı zaman, değeri sıfırdır. Önceden yüksek bir değeri olsa bile, bu değer ilgili gayri maddi hakların kullanılması ölçüsünde artacak veya azalacaktır. Bu halde kıymetli fikri ürünlerin veraset ve intikal vergisine esas olacak değeri nasıl tespit edilecektir?
Ya da ünlü bir yazarın değindiğimiz manevi hakka dayanarak romanlarını ölümünden sonra yayımlamama kararı aldığını ve bu kararın tenfizini mirasçılarına vasiyet ettiğini düşünün. Veya murisiniz bir bilgisayar oyunu ya da yazılım geliştirmiş olsun. Piyasa çok yüksek değer biçmiş ürüne. Ama mirasçıları oyunun çocuklara zararlı olduğunu tespit etmiş yayınlama niyetinde değiller. Yazılım da umurlarında değil diyelim… Edebi mal varlığı çok yüksek değerli. Ama artık yayımlanmayacağı için değeri sıfır. Miras ve veraset vergi hukuku bu durumu nasıl değerlendirecek?
Küçük olasılıklı bu ihtimali de ihmal edelim. Yazarın ya da oyun yaratıcısının hesabına dünyanın dört bir köşesinden telif ücretleri yatıyor. Ama her yıl farklı gelirler. Zaman zaman artıyor, zaman zaman azalıyor. Ayrıca mirasın açıldığı anda gelecekte gelmeye devam edip etmeyeceği bilinmeyen gelirler bunlar… Peki bu eserlerin terekedeki intikal değeri nasıl tespit edilecek?
Uygulamada, bu tür gayri maddi varlıkların veraset ve intikal vergi beyannamesinde beyan edildiğine fazla rastlamadım. Çünkü tescile tabi olmadığı için, bu tür hakların intikalinde tapu dairesi gibi veraset ve intikal vergi ilişik kesme belgesi istenmiyor… Mirasçılar da bu nedenledir ki, bu hakları bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde beyan etmiyorlar. Bir diğer deyişle, bu konumda olan mirasçıların çoğu vergi kaçakçısı durumuna düşüyor…
Sonuç Yerine
Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, gayrimenkul gibi tescilli hakları beyanname kapsamına almış diğer hakları 1.Tarhiyata esas alınmayacağını belirtmiş. Değer tespit yetkisini doğrudan vergi dairesi uhdesine bırakmış. Yani, beyannamede değeri olmadan belirttiğimizde gayri maddi haklara ilişkin değerlemeyi vergi dairesi komisyonu yapacaktır. O zaman 2. tarhiyatta ek değer ve vergi ile karşılaşılacaktır.
Klasik eşya hukukunda olsa, bir eşyanın değerinin piyasa rayiçlerine göre tespitinde sorun olmayacaktır. Ama yukarıda belirttiğim gibi, bir telif ürünü, bir marka çok değerli bile olsa, mirasçılar bu telif ürününü veya markayı piyasaya sürmekten vazgeçebilirler.
Vergi vergiyi doğuran olayla ortaya çıkar. Burada vergiyi doğuran olay murisin ölümüdür. Ancak Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu mirasçıların yararlanmak istemedikleri telif ürünleriyle ilgili özel bir düzenleme yapmış ve bunlarla ilgili özel bir prosedür öngörmüş. Yukarıda belirttiğimiz durumlarda veraset ve intikal vergisi ödememek için bu prosedürden yararlanmak mümkün.
Ama telif hukuku kapsamına girmeyen, örneğin know-how, isim hakkı gibi haklarda telif hukukundan yararlanmanın mümkün olmadığı durumlarda, veraset ve intikal hukukunun konuya nasıl yaklaşacağı çok net değil.
Bir diğer sorun da, gayri maddi malların genellikle teknoloji ve teknoloji ile ilişkili alanlarda yoğunlaşmaya başlamasıdır. Bu alanda bir ürünün hayatta kalma süresi hiçbir zaman uzun sürelere yayılmamaktadır. Kısa sürelidir. Mirasın açıldığı anda değerli olan bir gayri maddi ürün hemen paraya çevrilemeyebilir veya bir süre geçince hızla değersizleşebilir. Bu da mirasçıların haksız bir vergi ile karşılaşmaları anlamına gelir.
Gayri maddi mal dünyası, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’ndaki adıyla “Tescile tabi olmayan haklar alanı” hızla gelişmektedir. Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nda ve ilgili yönetmelikte tescile tabi olmayan hakların değerlendirilmesi için özel bir düzenleme ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Fikri mülkiyet hakları dâhil gayri maddi varlıkların veraset vergi dairelerindeki komisyonlar tarafından tarh edilmesinde, bu varlıkların özelliği nedeniyle objektif değer tespit kriterleri getirilmeli ve vatandaşın beyanı dikkate alınmalıdır.
Av. Haluk İnanıcı