Hukuk Güncesi
10 Ekim 2023 Tarihinde yazıldı
Dijital Müze Alanındaki Gelişmeler - Dijital Bellek, Token, NFT, Metaverse, Sanal Müzeler ve Telif Hukuku
Son dönemlerde yaygınlaşan dijital müze kurulumunda ciddi artış görülmektedir. Bu kapsamdaki haklar, yukarıda belirttiğimiz gibi doğrudan telif hukuku kapsamındadır. Keza konu erişim hakkını güvence altına alan uluslararası sözleşmelerle de doğrudan bağlantılıdır.
Özellikle son dönemde çıkan uluslararası sözleşmeler kültürel mirasın dijitalleştirilmesi ve dijital müzelerin kurulmasını teşvik eder mahiyettedir. Aslında yine uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış bulunan kültürel varlıklara erişim hakkıyla bağlantılı düzenlemelerdir. Herkesin kültürel varlıkların bulundukları yerleri ziyaret etmesi çok kolay olmadığına göre, dijitalleştirme ve dijital müzeler kültürel erişimi sağlayacak yeni teknolojik imkanlar sunmaktadır.
Uluslararası müktesebat bu konuda özetle;
- Kültürel varlıkların korunması, teşhiri, gelecek kuşaklara iletilmesi, kültürel varlıkların ziyaret edilmesi de dahil onlara erişimin sağlanması, kolaylaştırılması üye devletlerin görevidir.
- Bu varlıkların dijitalleştirilmesi (sayısallaştırılması), dijital müzelerin kurulması ve dijital tek pazarda yayılması/erişilmesi için üye devletler kendilerine düşen görevleri yerine getirmelidir.
- Dijital Tek Pazarda Kültürel Mirasın Kopyalarının yapılmasının sağlanması, kopyalar üzerindeki hak sahipliği üzerinde istisnalar düzenlenmesi (eser sahibinin izni olmaksızın) gereklidir. (Erişilebilmesi için) Kültürel miras kurumları bu konularda yetkilendirilmelidir.
- Eser sahiplerinin meşru menfaatleri zarar görmemelidir.
Kültürel Mirasın Dijitalleştirilmesi, Dijital Bellek Çalışmaları
Kültürel varlıkların dijitalleştirilmesi, onların kopyalarının bilgisayarlar tarafından algılanabilir, işlenebilir, depolanabilir hale getirilmesi, sayısal kodlara dönüştürülmesidir. Ya da başka bir ifadeyle dijitalleşme (sayısallaşma)“ diye de tabir edilen bu kavram analog bilgilerin (söz, resim, mektup); nakledilebilen, işlenebilen ve elektronik olarak depolanabilen ayrı ayrı vuruşlardan oluşan sinyallere dönüştürülmesi süreci olarak tanımlanabilmektedir1.” Kültürel varlık aynı zamanda telif hukuku kapsamında bir eser niteliği taşıyorsa, bu sayısallaştırma telif hukuku açısından o eserin “çoğaltılması” olarak tanımlanır. Kültürel varlıkların dijitalleştirilmesi çalışmaları; evrensel kültürel mirasa erişimin sağlanması; kültürel miras kapsamında her türlü bilgi, belge ve dokümanın gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için kayıt altına alınması ve korunması; bazı nedenlerden dolayı tek kopya olarak üretilmiş materyallerin yedeklenerek erişilebilirliğinin sağlanması; arşivsel koruma sağlanması; basılı ya da oluşumu itibariyle dijital olan materyallerin bütünlüğünün korunarak erişiminin ve kullanılabilirliğinin sağlanması; çeşitli kurum ve kuruluşlarda kullanıcıya erişim olanağı sağlanmayan ya da sağlanamayan kaynakların kullanıma sunulabilmesi2 gibi amaçlarla gerek Unesco gerekse Avrupa nezdinde çeşitli projeler bazında hızla devam etmektedir.
Dijital Bellek Çalışmaları ve Telif Hukuku
Dijital bellek çalışmalarını fikri mülkiyet hukuku kapsamında ayrıca değerlendirme gereği ortaya çıkmaktadır. Dijital müzelerde, fotoğraflar, filmler, klipler, kazı filmleri, 3 boyutlu filmler, röportajlar, canlandırmalar gibi kültürel varlıklardan türetilmiş çoğaltma veya işlemeler veya yeni eserler yer almaktadır.
Kültürel varlıklardan türetilen veya dijital müzelerde kullanılan fotoğraf, film, sergi vb. ürünlerin büyük kısmı telif hukuku kapsamında eser niteliği taşımaktadır. Şu halde müzeler, bu eserleri ister kültürel varlıklardan türetsin, isterse bağımsız olarak tasarlasın, yaratıcı sanatçılarla telif hukukuna uygun sözleşmeler yapmak zorundadır. Aksi halde ciddi telif ihtilafları doğabilecektir.
Metaverse Hakları
İlk önce her biri kendi Blockchain’ninde kaydedilen coin’ler (kripto para) çıktı ortaya. Daha sonra blockchain’in başka kripto varlıkların kaydını ve kripto varlıkların alınıp satılmasını da kolaylaştıracağı, güvenilir bir sistem olduğu anlaşıldı. Blockchain kısaca bir iş ağındaki işlemlerin kaydedilmesi ve varlıkların takip edilmesi sürecini kolaylaştıran, paylaşılan ve üzerinde değişiklik yapılamayan bir büyük defterdir. Coin’lerden sonra token ve NFT’ler çıktı ortaya. Her bir token veya NFT herhangi bir blockchain üzerine kaydedilebiliyordu.
Bu durumda tüm telif ürünlerinin, kültür varlıklarının suretlerinin, işlemelerinin token veya NFT olarak blockchain üzerine kaydı mümkün hale geldi. Tüm bu varlıklar ülkemizde Kripto Varlıklar adı altında düzenlemeye alındı.
Tartışmalar Metaverse ile alevlendi. Second Live adı altında sanal platformların yaratılması gündeme geldi. Metaverse3 kısaca, insanın, sanal suretleriyle sanal bir ağ içinde var olması ve faaliyette bulunması; orada yeni hayatlar kurması (second life) anlamına geliyor. Metaverse4, sosyal medya platformlarını, mesajlaşma araçlarını ve sanal gerçeklik (VR) uygulamalarını bir araya getirmeyi hedefliyor. Hatta NFT tabanlı sanatsal çalışmalar, yapay zeka, merkezsiz finans (coin dünyası) dâhil, tüm akıllı teknoloji ürünlerinin, platformlarının buraya dâhil edileceğini söyleyebiliriz. Tüm bu gelişmeler zaten müzecilik alanına kısım kısım girmişti. 3 Boyutlu, gözlüklü veya enteraktif uygulamalar bazı müzelerde hizmet vermeye başlamıştı. Ancak gelişen teknoloji bizatihi kendisi sanal olan bir müze kurulmasına imkan veriyor artık. Örneğin Atina’da faaliyet gösteren Dijital Platon Akademi Müzesi5… Tüm kripto varlıklar, filmler, görüntüler, VR uygulamaları, animasyonlar, geliştirilen görseller vb. iki-üç boyutlu çalışmalardan oluşacak yepyeni bir müze anlayışı gelişmeye başlıyor. Sadece dijital müzelere yer veren bir metaverse platformu düşünelim. Sanal ortamlarda dilediğimiz esere ulaşabildiğimiz, o eserin yaratımının canlandırıldığı veya hakkında yazılan tüm yazılara erişebildiğimiz, eserin yaratıldığı ortama sanal ortamda girebildiğimiz, seslerin, renklerin, çizgilerin oluşum süreçlerine katılabildiğimiz interaktif müzeler hızla gelişecek6.
Bu çerçevede dijital müzeler ve burada yer alacak çoğaltılmış, işlenmiş nüshalar, yazılar, değerlendirmeler, gezinti görselleri ve bunların üzerinde yer alacağı yazılım platformları dahil tüm unsurlar telif hukuku kapsamında koruma altına girecektir.
Bu durumda dijital müze uygulamalarında yer alacak her türlü yaratıcı ürünle ilgili usulüne uygun ve zaman zaman karmaşık telif sözleşmeleri doğmaktadır.
(3) Metaverse terimini ilk defa bilim kurgu yazarlarından Neal Stephenson 1992 tarihli “Snow Crach” isimli romanında kullanmış olup, terim arttırılmış gerçeklik teknolojisiyle donatılmış kullanıcılar tarafından deneyimlenen küresel bir sanal dünyadır, https://fr.wikipedia.org/wiki/M%C3%A9tavers ayrıca bkz. dipnot 33.
Av. Ege İnanıcı