Hukuk Güncesi
11 Mart 2019 Tarihinde yazıldı
İdari Otoritelerin İznine Tabi Hisse Devirleri
Türk Hukuk Sistemi uyarınca hisse devri, devredilen hissenin tüm hak ve vecibeleriyle devralana geçtiği, limited şirketlerde tescile tabi, anonim şirketlerde ise payın senede bağlanmış olup olmamasına göre değişiklik gösteren ve Türk Ticaret Kanunu tarafından düzenlenmiş bir prosedürdür. Bu devir işlemi ile birlikte hisse ile ilgili tüm yükümlülükler devralana geçmektedir.
Ülkemizdeki bazı hisse devirleri idari kurumların özel izinlerini gerektirme ve/veya bu tür hisse devirlerine çeşitli kısıtlamalar uygulanmaktadır. Bu kurumlara örnek olarak, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Rekabet Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) verilebilir.
Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un kapsamı belirleyen 2. maddesinde hisse devri, “rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralma niteliğindeki her türlü hukukî işlem ve davranışlar” ibaresiyle izin prosedürüne tabi kılınmıştır. Yine madde kapsamında çıkartılan Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ izne tabi hisse devirleri için eşikler getirmiştir ve bu tebliğ kapsamına giren devralmanın hukuki geçerlilik kazanabilmesi için, devir işleminin Rekabet Kurulu’na bildirilip izin alınması öngörülmüştür. Devrin bildirilmemesi ancak Rekabet Kurulu’nun işlemden haberdar olması halinde, Kurul işleme re’sen müdahale edebilmekte ve Kanun’a uygunluk denetimi yapabilmektedir. Bildirim kapsamına girmesine rağmen Kurul’a haber verilmeden yapılan devirlere ilişkin her hâlükârda doğacak para cezasına ek olarak, yapılmış olan hukuka aykırı devre dair tüm fiili durumların ortadan kaldırılmasına karar verileceği de hükme bağlanmıştır.
Bankacılık Kanunu da hisse devrine dair kısıtlamalar yapmaktadır. Bir kişinin, bir bankada doğrudan veya dolaylı pay sahipliği yoluyla sermayenin yüzde onunu ve daha fazlasını temsil eden payları edinmesi veya bir ortağa ait doğrudan veya dolaylı payların sermayenin yüzde on, yüzde yirmi, yüzde otuz üç veya yüzde ellisini aşması sonucunu veren pay devirleri ile bir ortağa ait payların, bu oranların altına düşmesi sonucunu veren pay devirlerinin izninden Bankacılık ve Denetleme Kurulu sorumludur. Sözü geçen oranlara bakılmaksızın, Yönetim Kurulu’na veya denetim komitesine üye belirleme imtiyazı veren devirler de Kurul’un iznine tabidir.
Halka açık anonim ortaklıklara ve bunların hisse senetlerine ilişkin esaslar Sermaye Piyasası Kanunu’nda düzenlemekte olup, hisse devirlerinde bazı durumlarda Sermaye Piyasası Kurulu’nun onayı aranmaktadır. Sermaye Piyasası Kanunu kapsamına giren anonim ortaklıkların hisse devirlerinde varsa ilgili özel mevzuatın da dikkate alınması gerekmektedir. İzin alınması gereken durumlarda, izin alınmadan yapılan hisse devirleri pay defterine kaydedilemez, kaydedilse bile pay defterine yapılan bu kayıtlar hükümsüzdür.
Elektrik Piyasası Kanunu ise, gücü azami bir megavatlık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinden, rüzgâr ve güneş enerjisine dayalı enerji üretim tesisleri için, başvuru tarihinden başvuruya konu üretim tesislerinin tamamının geçici kabulü yapılana kadar, Kurul tarafından yönetmelik ile belirlenen istisnalar dışında hisse devri yapılamayacağını belirtmektedir. Hisse devri yapılması hâlinde ilgili tüzel kişiye ait bağlantı anlaşması çağrı mektubunun iptal edileceğini açıkça hükme bağlamıştır.
Hisse devri, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu açısından da, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında kanun kapsamında bildirime tabidir. Kanun’un 20(1). Maddesi gereğince medya hizmet sağlayıcı kuruluşların hisse devirleri Üst Kurul’a bildirilir. Bu bildirim, devir tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yapılmak zorunda olmakla birlikte ortakların ad ve soyadları ile hisselerin devri sonucunda oluşan ortaklık yapısı ve oy payları hakkındaki bilgileri de içermelidir.
Özetle, Türk Hukuk Sisteminde Kanun’la belirlenmiş bazı faaliyet alanlarında hisse devirlerine getirilen ön izin, bildirim gibi yükümlülüklerin yerine getirilmesi zorunludur. Aksi davranışlar yapılan devir işlemini geçersiz kılabileceği gibi hissedarların, şirketlerin ciddi idari cezalarla karşılaşmasına neden olabilecektir.
Av. Haluk İnanıcı