Cumhuriyet Türkiye’sinde Bir Meslek: Avukatlık
Şer’i hukuk merkezde olmak üzere örfi hukuk, dini guruplar hukuku, katılan ülkeler hukuku, vb bileşenleriyle kompleks bir yapıdan oluşan Osmanlı hukuk sistemi içinde Tanzimat dönemi ile birlikte yabancılar ve Osmanlı tebaası arasındaki ihtilafların çözümünde rol oynamak üzere bir yandan bazı özel mahkemeler kurulmaya diğer yandan da başta ticaret kanunu olmak üzere birçok kanun batıdan aynen alınıp uygulanmaya başlandı. İktibas süreciyle birlikte savunma ve avukatlık mesleği çeşitli biçimler içinde hukuk dünyasına girse de, “Savunma Kurumu” ve “Avukatlık Kurumu”nun hukuk sistemi içinde tam olarak yer alması için şer’i hukukun kalkmasını beklemek gerekmişti. Bu nedenle, Avukatlık mesleği ve savunma kurumu Cumhuriyet’in kuruluşu ile yapısal güvencelere kavuşmuştur. Yine de “muhami” den “avukat”a dönüşüm için 1969 yılını, yeni avukatlık kanununun kabul edilmesini beklemek gerekmişti. Yazıda bu süreç incelenirken, modern avukatlığın üç önemli portresi olan Ali Haydar Özkent, Volf Çernis ve Faruk Erem örneklenmekte ve bazı avukat davaları değerlendirilmektedir. (Haluk İnanıcı, Cumhuriyet Türkiye’sinde bir Meslek: Avukatlık, İstanbul Barosu Dergisi, 2000/3)